Hani bazen gitmek zorunda kalırsınız ya.. işler sizi oraya getirmiştir. Arkanıza baksanızda bakmasanızda gidersiniz işte... Ve arkanızda bir harabe kalır, yıkık dökük pencerelerin arkasından yıkık dökük bakışlar kalır. Ama işte gideceğiniz yerde nelerin yeşerereceğini bilemezsiniz, nelerin büyüyüp boy salacağını o yüzden her gidiş her veda bir tarafından baktınmı o kadar da kötü değildir yani...Yani nebileyim yeni bir başlangıç değilmi dir...
Bazende gitmek için can atarsınız, koşa koşa gidersiniz gitmeniz gereken yerden...kaçar gibi gidersiniz ama varmanız gereken yere bir türlü varamazsınız. Geride hep bişeyler bırakırsınız içinizi burkacak aslında ordan tam olarak gidemezsiniz. Bir tarafınız hep orda kalır. Çoçukluğunuz kalır, anılarınız kalır, yaşanmışlıklarınız kalır... Boğazınızda kocaman bir yumruyla veda edersiniz herşeye... Ama birde geride kalan olmak var, bırakılıp gidilen olmak var, veda edilen olmak var... İşte en kötüsü de bu değil mi? Giden bir şekilde unuturda peki ya kalan? Kalan nasıl unutsun... Gitme dersiniz gitme aklım sende kalır uyuyamam geceleri, değil bir sene bir gün bile GİTME...
0 Yorumlar